19 Ocak 2012 Perşembe

SAHANIN DELİSİ


                                                      
                                            
        Kaleci yalnız insandır. Kaleci, yalnızlığına terkedilmiş adam, herkes savaşa giderken o kaleyi koruyan, herkesin ona sırtını döndüğünde, o topu fileden almak zorunda kalan, ve en önemlisi ise saha içerisinde arkadaşlarına sırtını dönmeyen tek adam..
      
      O hep suçludur. O, her zaman günah keçisi ilan edilendir. Onun bastığı yerde çim dahi büyümez. Terkedildiği üç direk arası daima gariptir ve bu garip alanın zemininde bulunan üçgen şeklindeki çimsiz toprak, onun infaz alanını belirlemektedir.
      
      Hatasının örtülemeyeceği, ve hatayı örtmesi gereken en son insandır. Buna rağmen o şikayet etme hakkına sahip olmayıp, her zaman şikayet edilendir.
     
      O farklıdır, o özeldir. Terkedildiği yalnızlığını, kendi gibi özel, kendi gibi farklı formasıyla giderendir. Onun formasından başka kimsesi yoktur.
    
      Forma numarası 1 dir. Teknik direktörün tahtaya yazdığı maç kadrosunun ilk oyuncusu, stat anonsunda ismi duyulan ilk futbolcudur. Ama ne hazindir ki hiçbir zaman ilk sırada kutlanan olamamıştır.
    
      O mazeretini değil, marifetini göstermesi gerekendir.
    
      O futbol oyununu bozmaya çalışandır. O futbolun gerekliliği olan topun ağlarla kucaklaşmasını, o futbolun güzelliği olan golü engellemeye, bozmaya mükellef olan insandır. O oyunbozandır. Kaleci muhalif, kalecilik muhalefettir.
   
     Onun sırtındaki görevlerin en güzeli fakat bir o kadarda zoru ve imkansızı ise, o, futbolun güzelliği kabul edilen golü, güzellikle engellemeye çalışandır...
    
     Güzelliği, güzellikle bozmaya çalışan kaleciden başka kim vardır?..

                                                                                         
                                                                             Necip Emre Yılmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder