Kaleci yalnız insandır. Kaleci, yalnızlığına
terkedilmiş adam, herkes savaşa giderken o kaleyi koruyan, herkesin ona sırtını
döndüğünde, o topu fileden almak zorunda kalan, ve en önemlisi ise saha
içerisinde arkadaşlarına sırtını dönmeyen tek adam..
O hep suçludur. O, her zaman günah
keçisi ilan edilendir. Onun bastığı yerde çim dahi büyümez. Terkedildiği üç
direk arası daima gariptir ve bu garip alanın zemininde bulunan üçgen
şeklindeki çimsiz toprak, onun infaz alanını belirlemektedir.
Hatasının örtülemeyeceği, ve hatayı örtmesi
gereken en son insandır. Buna rağmen o şikayet etme hakkına sahip olmayıp, her
zaman şikayet edilendir.
O farklıdır, o özeldir. Terkedildiği
yalnızlığını, kendi gibi özel, kendi gibi farklı formasıyla giderendir. Onun
formasından başka kimsesi yoktur.
Forma numarası 1 dir. Teknik direktörün
tahtaya yazdığı maç kadrosunun ilk oyuncusu, stat anonsunda ismi duyulan ilk
futbolcudur. Ama ne hazindir ki hiçbir zaman ilk sırada kutlanan olamamıştır.
O mazeretini değil, marifetini göstermesi
gerekendir.
O futbol oyununu bozmaya çalışandır. O
futbolun gerekliliği olan topun ağlarla kucaklaşmasını, o futbolun güzelliği
olan golü engellemeye, bozmaya mükellef olan insandır. O oyunbozandır. Kaleci
muhalif, kalecilik muhalefettir.
Onun sırtındaki görevlerin en güzeli fakat
bir o kadarda zoru ve imkansızı ise, o, futbolun güzelliği kabul edilen golü,
güzellikle engellemeye çalışandır...
Güzelliği, güzellikle bozmaya çalışan
kaleciden başka kim vardır?..
Necip Emre Yılmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder